25 Kasım 2009 Çarşamba

unutmusuz bunu...


Memento ya da bizim burda ne isimiz var…

Saat 10:30. Kacirdigimiz tur sirketinin ofisinin acilmasini bekliyoruz. Sonra da saat 14:30 gibi otobuse biniyoruz. Bu sefer ki gercekten zor. 23 saat. Cok konforlu vs. ama az buz degil. San Pedro de Atacama’dan, Santiago de Chile’ye. Aslinda Santiago’ya gitmisken orada kalmayip Valparaiso’ya gitmek istiyoruz. Oradan da Arjantin’de Mendoza’ya gececegiz. Buyuk ihtimal kitadaki ilk ucaga da ordan binip, Buenos Aires’e gitmek istiyoruz. Artik cok vakit kalmadi, Asli’yla Didem yakinda Buenos Aires’e geliyorlar…

Aha, nasil dustuk San Pedro de Atacama’ya? Uyuni Tuz colu turu burada da bitebiliyordu. Biz de turu oyle aldik. Uc gunun sonunda Jaime, sofor-asci-rehber-tamirci, bizi Bolivya-Sili sinirinda birakti. Oradan Sili’ye San Pedro de Atacama’ya gectik. Plan, buradan Salta’ya giden otobuslerle Arjantine gecmekti. Fekat otobuslerde Cuma’ya kadar yer yok. Panik panik Santiago’ya yer bulduk. O yuzden simdilik hic planda yokken, Sili’de bi kac gun geciriyoruz. San Pedro’ya gecmisken de colde yildiz gozleme turu alalim dedik. turu bi sekilde kacirdigimiz icin simdi ofisin acilmasini bekliyoruz.

Uyuni turunun son gunu Sabah 4’te kalktik. Kaldigimiz yer, bir lagun kiyisiydi ama bolivya’da “básico” dedikleri seyin dibiydi. Uyku tulumu, icine termal vs. ancak uyuyabildik. Son gun 4te kalkmamizin sebebi de geyserlerin o saatlerde daha iyi gorunmesiymis. Sahane seylerdi. Cok guzel fotograflar cektik. Ama hava cok soguktu. Demistik ya, araclarin isitma sogutmasi olmuyo diye, bu jipin de isitmasi calismiyodu tabii. Yakin durduk birbirimize… geyserlerden sonra ikinci durak termal sulardi. Saat 6 gibi termale geldik. Kahvaltidan sonra herkes suya! Uc gundur yikanmiyorduk. Saca basa iyi geldi. Ordan baska bi lagune. Sinirdan onceki son durak. Jaime ozellikle uyardi. Sili taze-kuru sebze meyve, koka yapragina izin vermiyor diye. (koka yapragi demisken, uyusturucu olanla bi ilgisi yok sayin dinniyici.) cantalari yiyecekten kokadan arindirdik. Fekat ottovalo’dan aldigimiz uc topu domates sandilar x-ray’de. Butun cantayi bosalttik. Bakin bunlar top dediysek de, hayir orda meyve var diye israr ettiler. Neyse, onu da sorunsuz gectik. Ikinci gune gore daha hareketli bi gundu son gun.

Cunku ikinci gun sadece tastan agac dedikleri yeri ve bi iki lagun gorduk. Daha cok dag tepe col vs duz gittik. Ilk gunun aksaminda da tuz golunun kiyisinda, yerleri, duvarlari tuzdan bi yerde kaldik. Uc jip ayni yerde oldugumuz icin, yemekten sonra ortam yol ustu restoranlarina dondu. Her masada ayri bi sohbet, alkol, arkadan sashanin bosnak sirp havalari… Zaten yorgunduk ama alkol bitene kadar herkes oturdu. Ilk geldigimizde herkes bi heves gunes batisi-dogusu izleyelim gazindaydi. Ikisi de olmadi. Dagin arkasina batti, obur koseden dogdu.

Ilk gun en heyecanlisiydi. 6 kisi jipe bindik. Esyalari tepeye bagladi Jaime. Hemman cole. Maalesef 3 gunun muzik kaderi o an belli oldu. Nerden bulduysa bi 80ler CD’si surekli dondu… col acayip. Dumduz. Beyaz. Ama turistik! Yaklasik 30 jip ayni anda yola cikti. Sonra colun ortasinda Lonley Planet’in dedigine gore illegal bi tuzdan otelde mola verdik. Hayir ne muzeye para verdik, ne de tuvaleti kullandik… sonra ogle yemegi icin isla de pescado. Efenim colun ortasinda baliga benziyomus da, ondan oyle demisler. Ustu kaktuslu bi ada gercekten. Hemen bi tur attik. Cok acayipti tabii. Baska gezegen dedik diye bi tane uzay yolu filmi yaptik… online. Tepede pachamama’ya adak yeri varmis. 1 bolivianos adadik, daha fazlasini istedik. Etrafi seyrettik, baska yapicak bisiy yok…

Ha Uyuni ekibi de yine tamamen tesaduf bi araya geldi. Once asliyla karsilastik. O da Sasha diye sloven bi arkadasini bekliyomus. Sasha’yla beraber Jeruun ve Joao da geldi. Zaten 6 olduk. Biri 17 aydir, oburu 9 aydir felan takiliyolarmis, kambocya, laos vs… eoh, zaten uc gun boyunca, ben volkana tirmanirken, pirana avlarken, pinpon gosterisindeyken aldi yurudu… bu gezdim gordum hikayeleri biraz askerlik macerasi gibi oluyo. Ordan gectiysen bi iliski kurabiliyosun, ama yoksa cooook sikici olabiliyo bi kac tekrardan sonra…

Neyse yine de “arkadaslar iyidir” diyelim. Bi gece once bu ekipte bir de Potosi’de madene gittigimiz gruptaki James vardi. O daha sevimli bi arkadasimizdi. Bizim grupta olmadigina uzuldu bile. Sonradan biz de…

Bu balik adasini kesfettikten sonra ekibimiz, diger butun ekipler gibi tuz colu uzerinde deneysel fotograf calismalari yapti. Ne sacma sapan bi ismis megersem. Bi sure sonra turkler tuz colunde guneslenme antremani yapmayi tercih etti.
Hah tabii bi de soyle bisiy var, biz bu yaziyi yazana kadar planlar, olanlar bitenler degisti. Mesela bu son kismi Santiago’da, Residencial Londres’te yazdik. “Onu da sonra anlatirim”…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder