5 Ekim 2009 Pazartesi

riobamba-alausi-cuenca

Riobamba yolu mesakkatliydi. O yolda yaslandigimizi iddia edenler de var. Soyle ki, yorucuydu. San agustin yolu kadar degil tabii. Ama inen binen, satici, film vs… e iste riobambaya yaklasirken ayagimizin altindaki cantadan, e yuh!, bi kac parca oyuncagimizi almislar. polise bile gitmedik. Ben o tavuk satan pezevenkten cok supheleniyorum ama ne farkeder?... ha, maalesef bi kac yer icin fotograf yok.

Riobamba’daki otelimizin yeri sahane. Guide’da en temiz anlatilan otel. El Tren Dorado. Fekat ertesi sabahki trene yer kalmamis. Alausi’den ikinci kismina yetismek gerek. Iste boyle andlara tirmanip, ordan asagiya inerken, trenin ustunde… herkes bayilmis. Alausiye gittik otobusle. Tren istasyonu o kasabanin icindeki en temiz, en piril, en turist sey. Etrafinda da turistler gunesleniyo felan zaten. Du bakalim… tren geldi 11 gibi. Otobusu raya oturtmuslar, sofore de makinist sapkasi! Sahane… 40 kisi, 40i birbirinden turist… 1,5 saat dagin eteklerinde sacma sapan dolandik, donduk. Simdi burada duracagiz,su soldaki dagda iyi bakarsaniz bir yerli yuzu var. Allaa allaaa… burada da seytan burnu. Cunku bakin burna benziyo. Hhhmmm… burasi da koleler dinamitten anlamadiklari icin patlamadan kacamamislar, 4000i olmus. Ya da baska sebeplerle olmusler iste… alllaaaam… bari trenin ustune ciksak felan, bi saclari savursak, latin amerikan tribi yapsak… otobusun tepesine cikilmaz ki. Ya riobambadan baslayan kismi sahane, ya da yine bi turistik durumlar var…

Tren donunce, Alausi’den Cuenca’ya gitmeye calisiyoruz. Fekat yerliler yeni anayasayi yanlis anladiklari icin o yolu kapatmislar. Iki alman “biz gideriz, olmadi oralarda bi yerde kaliriz” dedi. Iki turk de bunun ustune, “biz hemen riobambaya donup yatalim, yarin ola hayrola” dedi. Ordaki ekvatorlu teyze de “ne gidiyonuz riobambaya, kalin burda. Burdan zaten geccek o otobusler” dedi. “Ha, acilmazsa guayaquil’e gidersiniz, oraya da burdan daha yakin”. E turklerin de aklina yatti. Kasabaya geri donduk. Boylece iki kere oraya inen yokusu da cikmayi garantiledik. San pedro hostelde yer bulduk. Hersey temiz, perdeler o eski dikey ofis perdelerinden. O perdeyi acinca da arkadan bir san pedro heykeli cikiyor. Cok acayip! Renkli felan.

Buraya heykel parantezi. Rio´daki o heykel durumu bogotadan beri gittigimiz buyuk kucuk her sehirde var. Zaten daglik yerler oldugu icin hac olsun, kolu acik ya da kapali olsun bi isa, bi hiristiyanlik durumu. Iste bunun alausi versiyonu da renkli bi san pedro heykeli olmus…

Sabah erkenden ciktik yine la patria ofisine. Teyze, hala yol kapali dedi. Indik, Guayaquil otobusune. 4 saat Guayaquil. Yaklastikca isindi. Yarim saat sonraki Cuenca otobusune iner inmez bilet aldik. Bi sigara bile icemeden, su ikmali yapip devam ettik. Bayagi yorucu oldu. Yaklasik 9 saat.

Cuenca’yi da merak ediyorduk. Hemen quito’dan el cafecito’nun Cuenca subesine gittik, evet nerdeyse butik zincir hostel. Yine cici bi oda, yine yemek yiyecek fazla yer yok. Cefecito’da yemekten sonra yatalim dedi. Cumartesi icin erken, cafecito’yla yanindaki yerler icin de erken bi saatmis yatmak icin. Bi taraf yine reggeaton, bak birakmiyo pesimizi, obur taraf ispanyolca rock. cikacak halimiz de yok.

Sabah misyonumuz var. Alisveris tamamlanacak. Mall mal gezdik. Ama eksiklerin hepsini tamamladik. Sehri yarin gorecegiz de, sonrasinda vilcabamba ve mancora gibi iki secenek var. Henuz karar vermedik.

Bu Sabah itibariyle vilcabambaya ikna olduk. Bi pasifik kiyisi hezeyani daha yasamamaya karar verdik.

bi son not daha: bu kadar cok yazmamizin sebebi tabii ki yeni oyuncaklar! foto da geliyor...
o yavan diyenler kendilerini bilirler.

1 yorum:

  1. haydi foto haydi foto... daha da cok yazin. arkasi yarin tadinda okuyom ben bunlari.. anlattikca hersey gozumde canlaniyo.

    YanıtlaSil