5 Ekim 2009 Pazartesi

Montanita montanita dedik, okyanusun kiyisinda karaya vurduk… Ordan Guayaquil’e…

Quito’dan artik gitmemiz gerek dedik, yola ciktik. Quitumbe terminaline gideceksiniz dediler. Biz de gittik. Zaten 1 saat terminale gitmek suruyor. Ama havaalani gibi yer yapmislar. Reina del caminodan aldik klasik 13 -14u yola ciktik 9 saat Puerto Lopez´e 1 saat kadar da Montanita´ya, gece yolculugu..

Sabah 6 bucuk los cabanas de pakalorodayiz, rutubet kokulu, bol sivrili, guzel odamiz.. . hemen yattik. Bir gece oraya dayanabildik ve kactik.. tabii arada plaj cok guzel, pasifik etkileyici, dalgalar, yengecler, hala isimlerini ogrenemedigimiz o koskoca kuslar... ama iste hava buz sans bu yaa yanlis zaman… bir kac sokak var. Barlar, restoranlar, hosteller bi de evler. Sokakta elisi satanlarin cogu arjantinli hippicanlar. Kicindan sortu dusen sorfcu agbilerle takilanzi… hava guzel olsa sorf yapalim, denize girelim de, diil iste. eee oda kotu, hava kotu kactik tabii inceden... Guayaquil.

Cooperativa Liberta de Peninsula! 10 numara otobus! Yolculuk kisa bu sefer ama olsun. Guayaquil icin kimse iyi bisiy dememis, ama bi kac guzel fotograf gorduk, gidelim dedik. Guayaquil’in takimi Barcelona. Arma ayni. Sehirde de bi barselona havasi var. Malecón 2000 diye bi yer yapmislar, gercekten maremágnum’un etrafi misali. Bi kac kilometre boyunca nehir kiyisina gayet kocaman, sik, bahceli mahceli, TESIIISS yapmislar. Hemen arkasindaki caddede kocaman binalar, etrafta heykeller, dizayn atraksiyonlari felan. Bayildik. Boydan boya yuruduk. Oncesinde de 444 basamakli merdivenden tepeye, ordan da fenere tirmandik. Sehir harika gorunuyor. Ortasinda bir ada var, iki tarafa baglamislar iki kopruyle vs vs… malecon’u bitirince, bisiyler icelim diye ciktik. Bi caddede yuruduk, o da gayet duzgundu. Ama gidecek bi yer bulamadik. Gercekten yoktu. Biz bulamamis da olabiliriz… hostele taksi. Bi sokak arkaya gecince taksiyle sehir bambaska bi yer oldu. Her yer getto misali. Baska bi gettodaki hostelimiz de ilk gittigimizde “bunun burda ne isi var” dedirtmisti.

Araya taksi parantezi. Bogota’da taksiler, taksimetreden hesaplanan bi tabloyla calisiyordu. Hic olmazsa olculebilir bisiy. Quito ve Guayaquil’de ne tutturursa. “Suraya gitcem, ne kadar. Olmaz su kadar. Tamam anlastik.” Gelince “ama aradik adresi” diye daha fazla istemek de deal’in bi kismi.

Guayaquil’de ertesi gun de farkli bisiy goremedik. Ikmal yapmak uzere pazar dolastik, corap vb. Muzelerin tam kapanma saatlerinde kapida olmayi da becerince, donduk. Gonzalo diye super seker bi camasirci agbiyle dukkanin icinde sohbet ettik. Adam yunanca biliyomus. Turk diyince yunanca konustu.

Ya bu arada bi anayasa degisikligi, yerliler ve suyla ilgili bi mevzu var Ekvator’da. Ama nooluyo diye sordugumda soyledikleri henuz anlamli gelmiyo. Iki kez bu yerliler yanlis anladilar, suyu ozellestirmiyorlar, kamulastiriyorlar. Onlar ellerinden alinacak saniyor, o yuzden protesto ediyorlar diye duydum. Biz de ayni yerliler yuzunden, blogun ilerleyen bolumlerinde sacma sapan bi sehirde bi gece kalicaz. Neyse butun bu mevzu yerine oturunca anlaticaz.

Turk diyince Gonzalo’ya gezginturk giray’dan bahsetmemek olmaz. Hehehe. 9 aydir geziyormus. Arjantinden baslamis, orda wipe-out’a katilmis. bi okul hikayeleri de var. Neyse simdi meksikaya manitasinin yanina yerlesmeye gidiyor. Monterrey’e gidersek haber vericez. Bi israilliyle bi kac ay dolasmis. Ondan kalan su temizliyici, kulak cibigi, vb bizim akil edemedigimiz ivir ziviri bize verdi. Onlari da cantamiza koyduk. Coook sicak bi saatte hic bi yerde olmadigi gibi hostel’de de bozuk para olmadigi icin gecikerek terminale gittik. Yine marcopolo marka brezilya yapimi ama en az 20-30 yasinda bi otobusle yola ciktik. Riobamba’ya gidiyoruz. Aksam orada olup, ertesi Sabah 7’de kalkan meshuuuuuur Riobamba – sibambe trenine binecegiz. (onden gelen uyari: bok vardi!)

son not: bloga yavan diyenler utansin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder